Antalya denince aklınıza ilk gelen şeyin piyaz olmadığını düşünüyorum. Genelde insana deniz, güneş ve antik kentleri hatırlatır Antalya. Ancak yemeye meraklı olanların aklına, Antalya piyazının da geleceğine eminim.
İstanbul’da Antalya piyazı veya tahin soslu piyaz olarak bilinirken, Antalya’da bu piyaz 1933 senesinde taratorlu piyaz adıyla ilk defa yapılmış ve ilk kez yapılan yer hala aynı piyazı servis etmeye devam ediyor.
Piyazı hem köfte ile birlikte yenilebilir, hem de tek başına son derece doyurucu bir öğün olarak servis edilebilir. İçindeki malzemelerle, bir öğünde ihtiyaç duyduğumuz tüm besin değerlerini alabiliriz; kuru fasulye ile potasyum ve magnezyum, yumurta ile protein, domates ile C vitamini ve tahin ile yararlı yağ ve mineralleri alabiliriz.
Bir gece önceden fasulyeleri sıcak suda beklettiysek, mutfağa geçelim ve Antalya piyazı yapmaya başlayalım!
Antalya piyazı yaparken dikkat etmeniz gereken ilk püf nokta, bakliyatlarla yapılan tüm yemeklerde geçerli, özellikle nohut ve kuru fasulye gibi zor pişen bakliyatları bir gece önceden sıcak suda bekletin – buna ev dilinde ıslamak denir, böylece daha kolay pişecektir. Bir diğeri ise, piyaz ve çoban salata gibi salatalar için geçerli olan bir püf nokta; sosu servis etmeden bir kaç saat önce koyabilirsiniz. Böylece sos ile diğer malzemelerin tadı iyice bütünleşir ve servis sırasında çok daha fazla lezzetlenmiş olur.
En klasik ve muhtemelen en güzel eşlikçisi ızgara köftedir. Daha hafif yemek istiyorum derseniz, yeşil salata ile servis edebilirsiniz.