Yemeklerle ilgili bazı geleneklerin çok eski tarihleri ve referansları mevcut. Ramazan ayında hurma yemek, orucu hurmayla açmak da artık gelenekleşmiş öğretilerden biri. Dünyanın her yerinden oruç tutan insanlar, oruçlarını bozmak için hurma tercih ediyor.

Bu geleneğin en temel sebebiyse Arap Yarımadası’nın hurma ağaçlarıyla dolu olması. İnanca göre, orucu ağıza tat verecek bir meyveyle açmanın bildirilmiş bir esas olduğu kabul edilmekte. Bu esasa göre, uzun süre aç kaldıktan sonra yemek yemenin keyfini hatırlatan yemekleri yemek gerekiyor. Böylece yemeğe olan iradenin önemini fark ettirecek besinlerle oruç açmanın önemi vurgulanıyor. Hurma da tatlı bir meyve olarak bu tanıma uyuyor. Hurmanın olmadığı yerlerdeyse, bu görevi su üstleniyor.

Bugün hurmanın bulunmadığı bir kıta neredeyse yok. Arap Yarımadası başta olmak üzere, Kuzey ve Orta Afrika ve Güney Asya dünyada en fazla hurma üretiminin ve ihracatının yapıldığı yerler arasında.

Sadece Arabistan’da 40 farklı çeşidi bulunan hurma, kutsal kitapta da defalarca adı geçen bir meyve olarak biliniyor. ‘Yeni doğan çocuğun ağzına tatlı bir şey sürmek’ geleneği de yine, eski zamanlarda Arabistan’da doğan çocukların ağızlarına bir parça hurma sürme adetinden geliyor.

Çok şekerli ve bol mineralli olduğu için, aç bünyenin yemekten önce kendini toparlaması ve yemek yemeye hazır hale gelmesi için de hurma yendiği söyleniyor. Uzmanlar, uzun saatler yemek yememiş bünyenin, bir anda katı besinlerle şok yaşamaması adına, orucu açmayı hurma yada su gibi sindirimi kolay, mideyi ferahlatacak besinlerle öneriyor.